Eğitim öğretim ortamlarının temeli olarak nitelendirebileceğimiz Türkçe özel ders, bugün hak ettiği özeni ve titizliği görememektedir. Ana dilin öğrenimindeki eksikliklerin, öğrencilerin diğer derslerde de başarılı olmasını zorlaştırdığı söylenebilir.
Ailelerin ve öğrencilerin Türkçe dersine bakış açısı yeterince bilinçli değildir. Bu konuda yaygın fakat çok yanlış bir kanı vardır ki bu düşünce biz eğitmenlerin işini daha da zorlaştırmaktadır. “Nasıl olsa ana dili Türkçe konuştuğu dili de yapamayacaksa…” gibi cümlelerle başlayan dersin amacını ve içeriğini tam anlamıyla kavrayamamış cümlelerle sık sık karşılaşmaktayız. Fakat Türkçe konuşma dili olmanın dışında köklü bir geçmişe sahip sondan eklemeli öğrenilmesi ve etimolojik olarak kavranması zor bir dildir.

Belki de bu yüzden Türkçe eğitiminin eksik kalmasından sebep diğer dersler noktasında da başarısızlıklar yaşanmaktadır. Öğrencilerin çoğu bu gerçeğin farkında değil. Özetle Türkçe dersini kavramayan bir öğrenciden matematik, fen bilgisi ya da diğer dersler için başarı göstermesini bekleyemeyiz. Öğreneceğimiz her bir bilgi çözeceğimiz her soru öncelikle bizden idrak etme ve yorumlama kabiliyeti istemektedir. İşte tam bu noktada Türkçe dersinin temel dört işlevi devreye girer:
Türkçe Ural-Altay Dil ailesine mensup bir dildir. Dolayısıyla sondan eklemeli oluşu ve eklerin çeşitliği sözcüklerin kök ve eklerinin çeşitli sınıflara ayrılıyor oluşu işi konuşma dili olmaktan çıkarıp üzerine eğilmemiz gereken bir bilim dalı haline getirir. Belki de bu yüzden Türkçe eğitiminin eksik kalmasından sebep diğer dersler noktasında da başarısızlıklar yaşanmaktadır. Öğrencilerin çoğu bu gerçeğin farkında değil. Özetle Türkçe dersini kavramayan bir öğrenciden matematik, fen bilgisi ya da diğer dersler için başarı göstermesini bekleyemeyiz. Öğreneceğimiz her bir bilgi çözeceğimiz her soru öncelikle bizden idrak etme ve yorumlama kabiliyeti istemektedir. İşte tam bu noktada Türkçe dersinin temel dört işlevi devreye girer:
Türkçe özel ders inin temel dört işlevi devreye girer
- OKUMA
- YAZMA
- DİNLEME
- KONUŞMA
Okuduğunu idrak edemeyen birinden ifade etmesini de bekleyemeyiz. İyi bir dinleyici olmayan bir kimseden iyi bir konuşmacı olmasını da isteyemeyiz. Kendini ifade edemeyen bir öğrenciden sorunlara ve sorulara çözüm üretmesini beklemek ütopik olacaktır. İşte bu yüzden başarı, öncelikle konuştuğumuz ana dili tüm hatlarıyla bilmeyi gerektirir.
Özellikle Liselere giriş sınavında ( LGS) güçlü bir yorum kabiliyeti olan öğrenciler görmeyi istemekte sınav sistemi. Doğru cevaptan ziyade farklı bakış açıları sergileyebilen ezberci değil derin ve anlamlandırılmış bir bilgiye sahip beyinler birinci plana alınmakta. İşte bu noktada ana dilimiz gündelik konuşmalardan daha fazla bir çözümleme ve bilgiyi içselleştirme özenini ister bizden. Dile hakim olmak iyi bir hitabetçi olmanın dışında derin bir kavrama yetisine sahip olmayı da beraberinde getirecektir. Bu yüzden Türkçe öğretimi ve Türkçe özel ders önceliklidir. Eğer hedefimiz hayat boyu başarıyı aramaksa bu önce kendimizi anlamaktan ve ifade etmekten geçecektir. Türkçe eğitimi bu yüzden okullarda en fazla ders saatine sahiptir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi gündelik hayatımızda konuştuğumuz kelimelerin üzerine düşünmek istediğimizde karşımıza birçok detay çıkacaktır. Ülkemizdeki sınav sistemi de işte bizden tam anlamıyla bu detayları bilmeyi istemektedir. Birbiriyle bağlantılı temel becerileri içselleştirmiş ve bunu soru üzerinde kullanılabilir bir bilgi haline getirmiş öğrenciler eleğin üst tarafında kalırken diğerleri elekten aşağı düşmektedir.